Kan ve kan bileşenleri hayati tehlikeye neden olan birçok hastalık ve travmalarda tedavi amaçlı kullanılan bileşenlerdir. Kan ve kan bileşenlerinin tek kaynağının insan olması nedeniyle temini çok zor ve maliyet açısından oldukça pahalı bileşenlerdir. Kan naklinin güvenli bir şekilde yapılması, nakil sonrası ortaya çıkabilecek enfeksiyonların önlenebilmesine bağlıdır. Dünyada her yıl milyonlarca ünite kan ve kan bileşenleri kullanılmakta ve alıcıların bir kısmında transfüzyona bağlı enfeksiyonlar ortaya çıkmaktadır. Kan ve kan bileşenlerinin kullanımı aracılığıyla bağışçıda mevcut enfeksiyon etkeninin alıcıya aktarılması tamamıyla engellenememektedir. Bu nedenle amaç, bu tip bulaşma risklerini “kabul edilebilecek kadar düşük” düzeylere indirgemek olmuştur.
Tarama testlerine rağmen neden enfeksiyon bulaşır sorusuna yanıt şu şekilde verilebilir. Transfüzyonla bulaşan enfeksiyon etkenlerinin dolaşımda uzun süre kalmaları, uzun inkübasyon süreleri, mutant suşların varlığı, asemptomatik klinikle seyretmeleri, kan ve kan bileşenlerinde stabilitelerini korumaları önemli özellikleridir. Enfeksiyon etkenleri arasında virüsler en önemli grubu oluşturmaktadır. En fazla sorun olan virüsler; hepatit B virüsü (HBV), hepatit C virüsü (HCV) ve insan bağışıklık yetmezliği virüsü (Human Immunodeficiency Virus=HIV)’dür. Bu virüsler serolojik göstergeler negatif iken dahi bulaşabilmeleri ve bulaştan uzun süre sonrası ölümle sonuçlanabilen klinik tablolara neden olmaları nedeni ile ayrı bir önem kazanmaktadır. Sorun olma açısından değerlendirildiğinde HBV, HCV ve HIV bulaşını bazı coğrafi bölgelerde önem taşıyan kanamalı ateş virüsleri (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsü ve Hantavirus gibi) ve T lenfotrofik virüsler (HTLV-1/2) izlemektedir. Daha az sıklıkla görülen virüsler; hepatit A virüsü (HAV), hepatit D virüsü (HDV), hepatit G virüsü (HGV), transfusion transmitted virus (TTV), Parvovirus B19, sitomegalovirüs (CMV), Epstein-Barr virus (EBV), insan herpes virüsü (HHV-6/8)’dür. Ayrıca West Nile Virus (WNV), Severe Acute Respiratory Syndrome (SARS), Coronavirus, SEN-V, Multible Sclerosis Related Virus (MSRV) ve enterovirus’un da bulaşabileceği bildirilmektedir.
Kan ve kan bileşenlerinin kullanımı ile enfeksiyon etkenlerinin bulaşı, bağışçı değerlendirmesi, enfeksiyon tarama testleri, patojen inaktivasyonu, kan bileşenlerinin uygun endikasyonda kullanımı ile hemovijilans ve toplam kalite uygulamaları aracılığı ile kabul edilebilecek düzeylere indirgenebilir. Gönüllü, düzenli ve eğitimli bağışçıların, bilgilendirilmesi sonrasında gizlilik prensibi içinde, ancak açık ve net bir şekilde sorgulanması, özellikle riskli davranış biçimleri olan bağışçıların kan bağışında bulunmalarının önlenmesi açısında önemlidir. Yürürlükteki mevzuata göre, enfeksiyon etkenlerinin bulaşını önlemeye yönelik olarak HBsAg, Anti-HCV, Anti-HIV-1/2, VDRL/RPR taramasının her kan bağışında yapılması zorunludur. Ancak kan güvenliğini arttırmak için bu testlere ek olarak anti-HBc IgG, HCV antijen testi, ALT ve CRP ile HIV p24 antijen taraması yapılabileceği gibi bileşenleri özellikli hastalar için kullanılacak bağışlarda anti-CMV, antiHTLV-1 taraması da yapılabilir. Mevcut test yöntemleri ve hatta etkenin nükleik asidini saptamaya yönelik testlerin tarama testleri ile birlikte yapılması bile kan güvenliğini %100 sağlayamamaktadır.
Kan ve kan bileşenlerinin kullanımı ile bulaşabilen enfeksiyon etkenleri:
1. Virüsler [Hepatit virüsleri (HBV, HCV, HDV, HAV, HGV(?), TTV), Retrovirüsler (HTLV-I, HTLV-II, HTLV-III (HIV / LAV)), CMV, EBV, Human Herpes Virus tip 6 (HHV-6) ve tip 8 (HHV-8), Parvovirus B19, Diğer (West Nile Virus (WNV), Severe Acute Respiratory Syndrome (SARS) Coronavirus, SEN-V, Enterovirus, MRSV…) virüsler]
2. Bakteriler [Treponema pallidum, Brusella türleri, Diğer (Borrelia, Salmonella, Yersinia, Rickettsia...) bakteriler]
3. Paraziterler [Plazmodium türleri, Toxsoplasma türleri, Chagas etkeni, Babesia, Diğer (Wuchereria, Loa loa, Leishmania vb.) parazitler]
4. Prionlar. Prion kronik, progresif ve fatal seyirli merkezi sinir sistemi hastalığı yapan bir grup protein içeren küçük enfeksiyöz patojenlere verilen isimdir. Prionların neden olduğu hastalık grubu Transmissible Neurodegenerative Diseases veya karakteristik özelliği olan süngerimsi beyin dejenerasyonuna yol açması nedeniyle Transmissible Spongiform Encephalopaty olarak adlandırılmaktadır. Etkenler, nükleik asitlerinin olmaması nedeni ile virüs ve viroidlerden ayrılabilir. Nükleik asitleri hidrolize eden işlemlere dirençlidirler. Transfüzyon yolu ile geçebileceği endişesi nedeni ile donör seçiminde merkezi sinir sistemi hastalığı bulunanlar, insan büyüme hormonu, hipofiz kaynaklı insan gonadotropin hormonu ve 1985 yılından önce hipofiz ekstresi kullanmış olanlar ile kornea trasplantasyonu yapılanlar ve ailesel Creutzfeldt-Jakob hastalığı öyküsü bulunanların sorgulanarak donör olarak kabul edilmemeleri önerilmektedir.
5. Mantarlar. Kan ve kan bileşenleri ile mantar bulaşı ancak immün sistemi baskılanmış hastalarda sorun olabilmektedir. Aspergillus ve penicillium’un kan torbalarından izole edildiği bildirilmiştir.
Kan ve kan bileşenlerinin transfüzyonuyla hastaların hayatı kurtulurken güvenli olmayan kanlar hasta hayatında daha kalıcı tehlikelere yol açabilmektedir. Güvenli kan, ancak güvenli bağışçıdan sağlanabilir.
Kaynak: https://cms.galenos.com.tr/Uploads/Article_48070/%C4%B0KSSTD-8-125-En.pdf